Sayfalar
- Ana Sayfa
- Potrem
- C.Borandağ Kimdir?
- Bozlar
- 46 AYNEN MARAŞ
- AQ Biriç
- Asker Oldum Piyade
- TKY
- Bir Şiirdir Yaşamak
- Fıkralar
- Kendini Yönetme İlt.
- Küçük Asker
- Türk Mutfağı
- Sözler Düşünceler
- Bir Şiirsin Sen
- Mehmetcik
- Pazarcık
- Nurhak
- Düşünüyorum O Halde Gülüyorum
- Bir Subayın Anatomisi
- Devrim Günlerinde Aşk
- Küçük Paris
- Çanakkale Geçilmez 1915
- Düşüncelerin Kaynağı
- Cem
- Sarıkamış
- Ulusal Kurtulus Savaşı
10 Aralık 2023 Pazar
Bu yazıyı 50 yaş altı "gençler" okumasın!..
Namik Kemal
Mesela
29 Ekim 2023 Pazar
Hiç sarılmadık
Kendi kendine konuşan
Uzun zamandır
4 Haziran 2023 Pazar
Adam,Bernart SCHAV,a şiirini yazıp göndermiş.
Adam,Bernart SCHAV,a şiirini yazıp göndermiş,Yazdığı şiire ek olarak balık zihni açar dediler,o zaman güzel şiir yazabilir miyim diye sormuş.Bernart Schav da,sen balina ye demiş
Devlet, insan bedeni gibidir.
Devlet,insan bedeni gibidir.beyni,kalbi,ciğerleri barsakları düzgün çalışırsa,beden sağlıklı olur.Devlette,iktidar,eğitim,sanayi,tarım,hayvancılık,inşeat işleri devletin çarkları gibidir.Koordineli çalışırsa devlette her şey sağlıklı yürür,refahı yakalar
Eğitimin Önemi
29 Ağustos 2022 Pazartesi
Bir Çocuğu Geleceğin Suçlusu Yetiştirmenin Sekiz Basit Kuralı
Bir Çocuğu Geleceğin Suçlusu Yetiştirmenin Sekiz Basit Kuralı: 1. Küçükken daha, çocuğa ne isterse vermeye başla! Ki, herkesin onun geçimini sağlamakla mükellef olduğuna inansın... 2. Fena sözler söylediğinde gül! Ki, kendisinin akıllı olduğuna inansın... 3. Ona düşünmeyi, beynini kullanmayı öğretme sakın! Bırak, on sekizine gelince kendisi karar versin... 4. Yerde bıraktığı her şeyi kaldır; kitaplarını, giysilerini, papuçlarını.. Onun için her şeyi sen yap! Ki, sorumlulukları hep başkalarına yüklesin... 5. Onun önünde sık sık kavga et! Ki, bir gün aile parçalanırsa hiç şaşırmasın... 6. Ona istediği kadar harçlık vermekten kaçınma! Asla kendi parasını kazanmanın ne demek olduğunu öğrenmesin... 7. Yiyecekmiş, içecekmiş, konformuş, tüm arzularını yerine getir! Ki, istediklerini her zaman elde etmeye şartlansın... 8. Komşulara, öğretmenler, polise vs. karşı hep onun tarafında ol! Ki, hepsine karşı önyargılarla davransın... Evet, evet bütün bunları yap! Ki, günün birinde onun başına bir bela gelirse kendinden özür dile; ama onu felaket dolu bir hayata hazırladığın için kendine teşekkür etmeyi de ihmal etme sakın! Üstün Dökmen
ANNE DEMEK NE DEMEKTİR BİLİR MİSİN ?
Yenilen her lokmadan sonra alkış kıyamet koparan,şenlik havasına bürünendir. * Çıkan her pirinç tanesi diş için tüm hısım akrabaya telefon açandır. * Tüm hafta hayalini kurduğu pazar kahvaltısına oturup asla yiyemeden kalkandır. * Sabaha kadar kırk sefer uyanarak,sabah kalkıp zombi gibi işe gitmektir. * İşten eve geç gelmenin vicdan azabıyla bebeklerinin yanına kıvrılıp saatlerce koklayandır.. * Eskiden hergün uğradığı kuaförünün yolunu unutandır. * Çaydanlığın kapağı ile pet şişeyi kapatmaya çalışandır. * Parça pinçik olmuş pazar gazetesini birleştirip okumaya çalışandır. * Gecenin bir yarısı gözü kapalı süt ısıtıp,gözü kapalı geri dönendir. * Saatlerce leblebi parmaklı ayakları öpmekten sonsuz keyif alandır. * Temcid pilavı tadındaki baby tv yi seyretmektir.* Bebek şef şarkısı söyleyerek,fırsat bu fırsat deyip birşeyler yedirmeye çalışmaktır. * Üzümün çekirdeklerini tek tek çıkarmak,mısırı tanelere ayırmaktır. * İşten yeni gelmiş ve içeri ilk adımı atmışken,"Anne atttaaaaa" sözleriyle çark edip,en yakın parkın yolunu tutmaktır. * Anne demek bebek havuzunda yüzmektir. * Başka bir anneyi nerede görürse görsün "Seni çok iyi anlıyorum tatlım "bakışı atandır. * Aşı takvimini ezbere bilendir. * Kazara kendi için alışverişe gidip nasıl olduysa bebek kıyafeti dolu poşetlerle geri dönendir. * Ne kadar sert olursa olsun hayır demeyi beceremeyendir. * İşe yetişmek için düğmelerini bahçede ilikleyendir. * Uyduruk ninni besteleyendir. * Çantasında sürekli Oyuncak kurbacık,ıslak mendil ve kreker taşıyandır. * Son teknoloji telefonu denize atıldığında ,diken diken olmuş her bir saçına rağmen,annecim telefonlar yüzemez diyebilendir. * Anne demek eskisinden bin kat daha güçlü olmak demektir. * Anne demek hayatının sonuna kadar ve sonunun da ötesinde birileri için endişelenmektir. * Anne demek iki küçük melekle,gururla,küçük dağları ben yarattım edasında yürüyebilmektir. * Anne demek yüreyini parçalara bölüp herbir parçayı özenle onlara sunmaktır. * Anne demek 9 ay karnında taşımak değil,ömrünün sonuna kadar yüreğinde taşımaktır... ÇAY Sokağı Sakinleri
Adamın birisinin
Adamın birisinin, arabasının lastiği tam tımarhanenin önünde patlar. Adam arabayı kenara zor yanaştırır. Sonraki işlem malum... Kriko, stepne, bijon anahtarı ve tekeri söker. Ama söktüğü 4 adet bijon, yuvarlanıp yağmur mazgalına düşer. Mazgal açılır gibi değil, bijonlar görünmüyor bile. Adam bir sağına bakar, bir soluna bakar, çaresiz kaldırıma çöker. Olayı en başından beri tımarhanenin demir parmaklıklı penceresinden izleyen bir deli, seslenir; - Ula salak! Sen ne yapıyorsun orda öyle? - Sorma birader,lastik patladı ve değiştirirken bijonları mazgala düşürdüm. - Düşündüğün şeye bak! Diğer lastiklerden birer tane bijon çıkar. Hepsi 3 bijonlu olsun. Seni, lastikçiye kadar idare eder. Adam hemern denileni yapar. Ve akıl hastanesindeki deliye seslenir: - Senin ne işin var tımarhanede? Cevap müthiştir.... - Biz burada delilikten yatıyoruz kardeşim, salaklıktan değil ! . .
26 Nisan 2022 Salı
BAŞARININ SIRRI
İş adamının işleri bozulmuştu. Ne yaptıysa olmuyordu. Bir zamanlar çok başarılı bir insan olmasına rağmen şimdi büyük olan sadece borçlarıydı. Bir taraftan kredi verenler onu sıkıştırırken, diğer taraftan da bir sürü insan ödeme bekliyordu. Çok bunalmıştı ve hiçbir çıkış yolu bulamıyordu. Nefes almak için parka gitti. Bir banka oturdu, başını ellerinin arasına aldı ve bu durumdan nasıl kurtulacağını düşünmeye başladı. Tam bu sırada birden, önünde yaşlı bir adam durdu. 'Çok üzgün görünüyorsun. Seni rahatsız eden bir şey olduğu belli… Benimle Paylaşmak ister misin?' diye sordu yaşlı adam. İşadamının yakınmalarını dinledikten sonra da, 'Sana yardım edebilirim' dedi. Çek defterini çıkardı. İşadamının adını sordu ve ona bir çek yazdı. Çeki ona verirken de şöyle dedi: 'Bu para senin. Bir yıl sonra seninle burada buluştuğumuzda bana olan borcunu ödersin. Hadi al' dedi. Ve yaşlı adam geldiği gibi hızla gözden kayboldu. İşadamı elindeki çeke baktı. Çekte 500 bin dolar yazıyordu ve imza ise John Rockefeller' e aitti, yani o gün için dünyanın en zengin adamına. 'Tüm borçlarımı hemen ödeyebilirim' diye düşündü. John Rockefeller' e ait bu çekle her şeyi çözebilirdi. Ama çeki bozdurmaktan vazgeçti. Bu değerli çeki kasasına koydu. Onun kasasında olduğunu bilmenin güveniyle yepyeni bir iyimserlikle işine tekrar dört elle sarıldı. Büyük küçük demeden tüm işleri değerlendirmeye başladı. Ödeme planlarını yeniden yapılandırdı. İyi yapılan işler yeni işleri doğurdu. Birkaç ay sonra tekrar işlerini yoluna koyabilmişti. Takip eden aylarda ise borçlarından tümüyle kurtulup hatta para kazanmaya başlamıştı. Tüm bir yıl boyunca çalıştı durdu. Tam bir yıl sonra, elinde bozulmamış çek ile parka gitti. Kararlaştırılmış saatin gelmesini bekledi. Tam zamanında yaşlı adamın hızla ona doğru geldiğini gördü. Tam ona çekini geri verip başarı öyküsünü paylaşacakken bir hemşire koşarak geldi ve adamı yakaladı. Hemşire 'Onu bulduğuma çok sevindim, umarım sizi rahatsız etmemiştir' dedi. 'Çünkü bu bey sürekli olarak huzur evinden kaçıp, bu parka geliyor. Herkese kendisinin John Rockfeller olduğunu söylüyor' diye ekledi. Hemşire adamın koluna girip onunla birlikte uzaklaştı. İşadamı şaşkın bir şekilde öylece durdu kaldı. Sanki donmuştu. Tüm yıl boyunca arkasında yarım milyon dolar olduğuna inanarak işler almış, yapmış ve satmıştı. Birden, hayatının akışının değiştiren şeyin para olmadığını fark etti. Hayatını değiştirenin yeniden kendinde bulduğu kendine güven ve inançtı. Başarının sırrı, kasamızda duran değil, kendi kalbimizde ve kafamızda olanlardır. Başka yerde aramaya gerek yok. Herkese başarılar dilerim.
28 Ocak 2022 Cuma
DURUM: Bir tavuk,
DURUM: Bir tavuk, bir yolda karşıdan karşıya geçer. SORU: Tavuk karşıdan karşıya niçin geçer? YANITLAR: RENE DESCARTES: Yolun öbür tarafına geçmek için. EFLATUN: İyiliği için. Gerçek, öteki taraftadır. ARISTOTELES: Karşıdan karşıya geçmek tavuğun doğasıdır. KARL MARX: Tarihsel olarak kaçınılmazdı. HIPOKRATES: Pankreasının aşırı salgısı yüzünden. MARTIN LUTHER KING JR.: Tüm tavukların nedenini açıklamak zorunda kalmadan özgürce karşıdan karşıya geçtikleri bir dünya düşlüyorum. RICHARD M. NIXON: Tavuk karşıdan karşıya geçmedi. Tekrar ediyorum, tavuk asla yolun karşısına geçmedi. SIGMUND FREUD: Tavuğun karşıdan karşıya geçmesiyle ilgilenmeniz, sizde güçlü bir cinsel güvensizlik duygusunu ele vermektedir. BUDDHA: DURUM: Bir tavuk, bir yolda karşıdan karşıya geçer. SORU: Tavuk karşıdan karşıya niçin geçer? YANITLAR: RENE DESCARTES: Yolun öbür tarafına geçmek için. EFLATUN: İyiliği için. Gerçek, öteki taraftadır. ARISTOTELES: Karşıdan karşıya geçmek tavuğun doğasıdır. KARL MARX: Tarihsel olarak kaçınılmazdı. HIPOKRATES: Pankreasının aşırı salgısı yüzünden. MARTIN LUTHER KING JR.: Tüm tavukların nedenini açıklamak zorunda kalmadan özgürce karşıdan karşıya geçtikleri bir dünya düşlüyorum. RICHARD M. NIXON: Tavuk karşıdan karşıya geçmedi. Tekrar ediyorum, tavuk asla yolun karşısına geçmedi. SIGMUND FREUD: Tavuğun karşıdan karşıya geçmesiyle ilgilenmeniz, sizde güçlü bir cinsel güvensizlik duygusunu ele vermektedir. BUDDHA:
O zamanlar tığ gibi delikanlı
O zamanlar tığ gibi delikanlı, cepte para çok. Oyuncu bir de, Mavi Boncuk filmini cekiyoruz. Bir gün setten çıktık eve gidiyoruz. Ben Laleli'de oturuyorum. Kemal, benden önce çıktı. Herkes yevmiyesini almış, taksiyle giden gitti, kendi arabasıyla giden gitti. Ben baktım ki Kemal yürüyerek gidiyor; üç kilometre var gideceği yere. Her gün yürüyerek gidip geliyor. Merak ettim, nereye gidiyor bu adam böyle diye. Uzun süre yürüdü,sonra bir bankta bir adam yatıyordu. Kaldırdı adamı, bir şeyler konuştular, sonra cebinden para çıkarıp verdi. Şaşırmıştım. Sonra biraz daha ilerde bir lokantaya girdi, bir şey yemeden çıktı, oraya da para verdiğini görmüştüm... Bıraktım takibi, banktaki adama yaklaştım: 'tanıyor musunuz o az önce size para veren adamı?' dedim. 'Adını bilmem, sormam da, her gün para verir bana..' dedi. Teşekkür ettim. Az ilerdeki lokantaya gittim: 'Az önce gelen beyin borcu mu var size?'dedim. tanımadılar beni: 'Kemal abi'nin mi, yok hayır bize her gün evsizler uğrar, yemek yediririz, o da sağolsun, onların yemek masrafını öder...' dedi.. Ertesi gün Kemal'in yanına gittim. 'Sen ne güzel bir adamsın ya..' dedim, ne olduğunu anlayamadı, sarıldım ağladım.. 'Ölme sen benden önce..' dedim, ama dinletemedim... Yazan: Emel Sayın