Gezilerimde zaman zaman karşıma çıkan bir soru var: "Dersim isynanının arkasındaki gerçek nedir?" Özellikle gençlerden gelen bir soru bu. Gençler, inançlarını savunuyorlar. Bilgileri dışındaki sorularla karşılaştıklarında da, yanıtlarını gazete köşelerinde verilmesini istiyorlar...Hem kendileri, hem de kendileri gibi bilmeyenler öğrensin diye. Doğu ve Güneydoğu'daki başkaldırmalar içinde iki tane iki tanesi önemli: Şeyh Sait ayaklanması ile Dersim ayaklanması. Şey Sait ayaklanmasının arkasında İngiltere vardı. İngiltere'nin amacı, bu ayaklanma sayesinde, Musul üzerindeki isteklerini Türkiye'ye kabul ettirmekti. Kuzey Irak petrollerini kendi denetimi altına almaktı. "Din elden gidiyor" görünümü altındaki ayaklanma bastırıldı. Ama İngiliz emperyalizmi de amacına ulaşmış oldu. Gerek Moskova, gerekse Türkiye komünistleri, Şeyh Sait ayaklanmasına ( 1925 ) destek vermediler. Komintern ( Komünist Enternasyonal ) belgelerinde; bu tutumun nedenleri şöyle açıklanıyor: "Mustafa Kemal, genel olarak ulusal kurtuluş hareketini temsil etmekte ve Türkiye'nin demokratlaşması ve feodal kalıntılar ile Müslüman din adamlarının etkisinden kurtarılması için çalışmaktadır. Kemal'e karşı, ilk olarak emperyalizm, ikinci olarak feodal ağalar, üçüncü olarak din adamları ve dördüncü olarak liman şehirlerinin yabancı sermayeye bağlı ticaret burjuvazisi mücadele etmektedir." Dersim, bugünkü Tunceli'nin eski adı. Ve Dersim tarihi, ayaklanmalarla dolu. Padişahlara karşı ayaklanmışlar. Meşrutiyette ayaklanmışlar. Jön Türk hareketinde ayaklanmışlar. Sonuncu olarak da cumhuriyet yönetimine karşı ayaklanmışlar. Kimler bunlar? Osmanlının bile Tımar sistemine dahil edemediği şeyhler, ağalar, aşiret resileri... Yani yargı da kendileri olan, vergiyi de kendileri toplayan gençleri askere yollamayıp kendi muhafızları yapan, haydut çeteleri oluşturan feodal güçler.. Derebeyleri. Niçin ayaklanıyorlar? Bu geri düzen değiştirilmek istendiği için. Komintern belgelerinde ( 1937 ), son Dersim ayaklanmasına neden olan ortam şöyle anlatılıyor: "Feodal unsurlar, Kemalist parti tarafından gerçekleştirilen reformlara rağmen, bugüne kadar ülkenin bu sapa bölgesinde barınmayı başarmışlardır... Dersim, Türkiye'nin ulusal ekonomisinin dışında kalmaktaydı. Öyleki başka bir vilyetten hiçbir tüccar, Dersim'de iş yapmayı göze alamazdı. Devletin Dersim'de askerlik yükümlülüğünü gerçekleştirmesi ve yasal vergileri toplaması, bugüne kadar mümkün olmamıştır." Ve ekleniyor: "İsyanın arefesinde tapu kadastro idaresi, feodal aşiret reislerinin elinde bulunan halka ait malların incelenmesi ve saptanmasına ilişkin hükümet önlemlerini uygulamaya başlamıştı. Bu durumda feodalizm, kendi yasadışı egemenliğinin iktisadi temellerini yitirme tehlikesiyle karşı karşıya bulunduğunu hissetti. İşte, özellikle bu önlem, isyana yol açan neden olmuştur." Son Dersim ayaklanmasının çok kanlı bir biçimde bastırıldığı doğrudur. Hareketi yöneten komutanın, bu nedenle görevden alındığı da bilinmektedir. Ama Dersim ayaklanması nedeni ile Atatürk'ü ve Kemalizmi suçlamaya çalışanların öncelikle şu soruyu yanıtlamaları gerekir: "Suçlamalar doğru ise Tunceli - yani Dersim - niçin yıllar boyu Atatürk'ün partisine oy vermiştir? Türkiye'de Kemalist partiye - ya da başka bir partiye - verilen oyların yüzde 70'leri aştığı başka bir il var mıdır?" İşte Dersim gerçeği!.. Gerisi "laf-ı güzal." Ahmet Taner Kışlalı