Çocuk bahçesi gibi.
Salıncakları oyuncakları eksik.
Bizlere ne olmuş,
Birbirimizi oyuncak gibi görüyoruz.
Şakalarımız salıncak gibi,
Gülüşlerimiz içten samimi.
Çocuk saflığında,
Birbirimize karşı.
Kamplarda birbirimizin yatağına,
Tuttuğumuz yılan ve akrepleri koyardık.
Olmadık şakalar, palyaçoluklar.
Çocuklarımız gördüğü zaman,
Birbirimize yaptığımız şakaları:
A – çocuk ben olduğumu zannediyordum,
Esas çocuk bunlar.
Annem babamda hiç büyümeyecek,
Ne yapacağız bu çocukların elinde,
Diyecekleri geliyor.
Paşacanlar!
Siz çocuk değil miydiniz,
Ne zaman paşa oldunuz.
Ama siz herkesin gönlünde paşasınız.
Devlet görevinde ciddiyetle çalışanlar dürüstlükte sizde,
Ne çok bahsederler mertliğinizden,
Pamuk gibi yumuşak kalbinizden,
Profesörler doktorlar mühendisler,
Devre canlarım.
Yıllardan sonra ,
İlk defa karşılaştık.
Bir insan anıtı,
Adam gibi adamlar.
Mustafa Kemal’im,
Sevgili eşiyle beraber,
Devre gecesinde,
Tele konferans sistemiyle,
Ta Amerika’ dan katıldı.
Kalbi devre arkadaşları için atıyor.
Buda devre arkadaşlığı aşkı,
Böyle bir sevgi.
İnsan kardeşleri ile bu kadar,
Beraber olamıyor.
Kardeşlikten öte.
İçinde, millet, memleket,
insanlık sevgi var.
Hepimiz birer,
MUSTAFA KEMALİZ.
Bütün oyun havalarını biliriz.
Bizde oyun çok.
Dans, slow, wals, çarliton,
Ağır başlı desinler diye aydın havası.
Elektrik çarpmış gibi çırpınan,
Karadeniz havası.
Birlik beraberlik için kasap havası.
Kardeş türküleri için halay.
Hele birde kafaları leylim leylim,
Olduğu zaman.
Ne çalarsa oynarım abi.
Yerimde duramam havaları.
Devre canlar,
Hep çocuk kaldık.
Sizler hiç büyüyemeyecek misiniz?
Espriler, şakalaşmalar, gırgırlar.
İçi insan sevgisi ile dolu,
Gülen insan güzel insandır.
Gülmek sana yakışıyor.
Yıllarca devlet görevinde,
Atatürk’ ü müzün, dediği gibi.
Yurtta sulh, cihanda sulh.
Dediniz.
Aslanlar gibi,
Yurdun her köşesinde bulundunuz .
Zaman zaman,
Güzelliklerinizden bahsediyorum.
Kulaklarınız çınlıyor mu?
CEMAL BORANDAĞ 09 Kasım 2016 Tuzla-İstanbul