Cide'de; yirmi yıl kadar önce ölen, marangozlukla uğraşan fakat civarın en iyi bastonlarını da yapan Gavur Ali namında çok ters fakat bir o kadar da dürüst bir adam vardı... Hiçbir zaman lafını kimseden esirgemez, aklından geçeni patdadanak söylermiş. Onunla ilgili duyduğum küçük bir öyküyü aktarmak istiyorum...
Bir gün çalışırken, dükkanının önünde siyah bir otomobil durmuş. İçinden bir general ile bir binbaşı inmiş, dükkana büyük bir azamet ile girmişler. General, bakışlarını dükkanın içinde dolaştırıp, yüksek tonda ve komut verir gibi Gavur Ali’ye doğru seslenmiş:
“ Bana bak... Bana iki gün içinde, kemik saplı, iki adet baston yapacaksın!... Anlaşıldı mı?..”
Gavur Ali hiç istifini bozmadan ve işine devam ederek cevaplamış:
“ Yapamam...”
General kızarak, “Nasıl yapamazsın?” deyince açıklamış:
“Ben emirle iş yapmam. Buranın komutanı benim ve burada sadece ben emir veririm. Şayet rica ederseniz, zamanım da uygunsa yaparım. Hatta, misafir olduğunuz için bir fiyatına iki tane bile baston yapabilirim.”
Bu sözler üzerine general, mahcubiyetinden kızararak yumuşak tonda konuşmuş:
“ Kusura bakmayın, ağız alışkanlığı işte... Ne demek efendim...Tabii ki ricamız olur...” ( Hık mık, kem küm, gak guk...)
Sevgili Arkadaşlarım, Cide'de veya Cide'den geçerken dikkatli olun... Ne de olsa Gastamonu'luyuz, daş düşebülüü, ayı çıkabülüü... Noyan