PARK EDECEK YER YOKMUŞ
Cankurtaran durumu çok ağır bir hasta taşıyordu. Hastanenin kapısına yaklaştığında, kapının önünün arabalarla dolu olduğunu gördü. Nöbetçi doktor cankurtaranın şoförüne oğlum acele et hasta çok ağır dedi. Şoför; aman doktor bey kapı önü çok kalabalık park edecek yer yok. Aradan biraz daha zaman geçti. Şoför; galiba ileride yer açıldı. Dedi. Doktor, içeriden seslendi. Geç kaldın oğlum! Artık mezarlığın kapısına da park etsen olur.
LİMONİ
Adamın bir her ne beğenmezse “işte limoni” der geçermiş. Havanın yağmurlu ve soğuk olduğu bir gün sokağa çıkacaklarmış. Arkadaşı “nereye gidiyorsun?” demiş. Şey, sinemaya gidiyorum. Arkadaşı sinemaya gidecek bu günümü buldun demiş. Hava dışarıda limoni film de o kadar iyi sayılmaz. Limoni olan şeyleri de sen sevmezsin. Demiş. O sırada hanımı elinde bir tabak portakalla içeri girmiş. Bırakın bu limonileri artık şu tabaktaki portakalları yiyiverin de limoni olan şeyler portakallı olsun. Demiş.
BOŞANMA
Hâkim: Kocasından boşanmak isteyen kadına sordu. Boşanmanızın sebebi nedir? Kadın, kocam beni aldattı diye cevap verdi. Evleneceğimiz zaman seni evimizin mutfağına hiç sokmayacağım demişti. Bulaşık yıkamaktan usandım. Kosası, atıldı. Hâkim bey ben yalan söylemiş ya da onu aldatmış değilim. Karımı evimin mutfağına sokmuş da değilim. Lokantanın bulaşıklarını yıkatıyorum.
TERÖRİSTLER BANKADA
Maskeli teröristler soymak için geldikleri bankanın kasiyerine, silah doğrultarak tehdit edince kasiyer, gelip bakın isterseniz kasa zaten bomboş dedi. Maalesef yarım saat erken geldiniz kurye saat dokuz buçukta gelecek dedi.
ZEHŞİR GİBİYMİŞ
Bir arada oturmuş karılarından bahsediyorlardı. İçlerinden birisi benim karım zehir gibidir dedi. Yanında oturan lafa karışarak “belli” dedi. Her gün karın ağrısından şikâyet ediyorsun.
KAÇIRMA OLAYI
Teröristler kaçırdıkları kadının kocasına telefon açarak, karınızı kaçırdık bir milyar lirayı size vereceğimiz adrese çanta içinde bırakırsanız, karınızı sağ salim size getiririz. Deyince kadının kocası ben size bir buçuk milyar getiriyim karım sizde kalsın dedi.
BİR İMTİHAN SORUSU
Bir ticari hesap imtihanı sırasında talebeyi sözlüye kaldıran hocalardan biri şöyle bir soru sordu. Evladım söyle bakalım büyük bankaların mahzenlerindeki kasalar nasıl açılır? Talebe söyle cevap verdi. Ben hiç soygun yapmadığım için daha henüz özelliğini öğrenemedim efendim.
DERT
Arkadaşlarla ne zaman karşılaşsak, karı koca anlaşmazlıklarından şikâyet eder dert yanarlardı. Bir gün sordun karının eli yüzü güzel neden şikâyet ediyorsun? Sorma dedi diğeri, elbisenin rengi arabanın rengiyle tutmuyor diye kıyameti kopartıyor. Eee sende arabanı siyaha boyat her şeye uysun. O da gidip siyaha boyatmış. Geçenlerde karşılaşınca sordum. Nasıl gidiyor? Bir hafta iyi gitti ondan sonra tekrar kötü oldu. Arkadaşları cenaze arabası gibi olmuş. Demişler. Çok kasvetli olmuş arabanınız. Bunun üzerine arabayı beyaza boyattım. Karımın yatağını da oraya taşıdım.
NEDENİ
Çocuk, ninesine sordu: öldükten sonra insanlar neden daha kıymetli oluyorlar. Ninesi, onu bilmeyecek ne var. Hiç kimselere zahmetleri kalmıyor, yalnızca mirasları ve eserleri kalıyor. Onlarda işe yarayıp değerleniyorlar.
HIRILTI
Arkadaşları ile şuradan buradan konuşuyorlardı. Biri diğerine, birader kedinin göğsündeki hırıltı geceleri beni uykusuz bırakıyor. Hayvana bir hafta ev işleri versek fena olmaz. Ben uyanınca bütün ev halkı da uyanıyor. Gece gürültü olunca hırsız var zannedip köpek de havlamaya başlıyor. Köpek havlayınca da komşular kalkıyor. Sonunda iş bekçiye kadar intikal ediyor. Hep beraber baytara gittiler. En sağlıklı evin kedisi çıktı. Kedi uyumaya ve hırıltı yapmaya devam etti.