BEKLİYORDU
Kızı parası için almış olan damat, üç ile beş sene gurbet gezmekten bıkmıştı. Karısının mirasın dan istifade etmeyi tasarladığı için kayın pederinin ve kayın validesinin ölümünü dört gözle bekliyordu. Her akşam
eve gelir ve dibi kırmızı balmumu yakar, bunun sebebini söylemeden bakar dururdu. Bir gün karısın dan annesinin ve babasının hasta olduklarını duyunca, bu hevesi daha da arttı. Balmumlarını ikileştirip kapının
yanına oturdu. Kendi kendine iş yaklaştı artık diyordu. O sıra da kapı çalındı. Damat elinde şamdanla kapıya koştu. Kapıyı açtığı zaman, kapının önünde bir taksi duruyordu. Taksiciye ne haber dedi. Taksici de
yolcular size geliyor dedi. Taksinin içinde kayın validesi ve kayın pederi damatlarını görünce, bak kapı da bizi bekliyormuş dediler. Damatta elindeki şamdanı yere düşürerek bekliyordun ama böyle değil dedi.
MEYVELER
Evde meyvelerin dayanmadığını gören anne, meyveleri buzdolabına koyup kilitledi ve sokağa çıktı. Lakin döndüğün de kilitli dolapların için de meyve çöpleri görünce şaşırdı. Çocuğu gülerek anne dedi,
meyveleri kilitledin ama manavı da kilitleyemedin! Kapıcıyla babamın hesabına manavdan aldırdım oldubitti.
KONSERVATUVAR İMTİHANI
Konservatuar imtihanın da talebeler sıralarını bekliyorlardı. Talebelerden birinin eli incinmişti ve sarılıydı. Hoca eli sargılı olan talebeye seni eylüle bırakayım deyince çocuk dayanamayarak bana yazık olmaz mı
yazım zehir olur dedi. Ben bir haftadır elim kırılalı ayağımla çalmaya başladım, isterseniz küçük parçalar için ayaklarım emrinize amadedir.
YANKIŞ KAPI
Adamın biri Mehmetçik olup ruhu göklere uçmuş. Lakin tam cennetin kapısına geldiği anda zebani yaklaşıp, yolundan çevirmiş. “sen buraya ait değilsin” demiş. Ne var ne oldu demiş Mehmetçik, zebani karınızın mektubu az önce elimize geçti demiş.
HOROZ DÖVÜŞÜ
Bir İngiliz gezgini ile Fransız gezgini buluşmuşlardı. Ellerindeki horozları dövüştürmeye karar verdiler. İngiliz Fransız’a sen boşuna ümitlenme hiçbir zaman Fransız horozu İngiliz horozuna yenilemez. Fransız
İngiliz’e gülerek orası belli olmaz dostum dedi. Bu horoz Fransız toprağına geçeli henüz iki saat oldu dedi.
VASİYET
Yaşlı kadın ölürken vasiyet etti. Sakın benim kabrime gelip de deterjanla temizlemeye kalkmayın. Zira biliyorsunuz benim bu maddelere karşı alerjim var.
TURİST
Mevlana’yı ziyarete giden turist bir ecnebi sema ayininin de dönenleri seyrettikten sonra bunlarla beraber bende dönüp Müslüman olacağımı bilsem hemen dönmeye başlarım.
SÜNNET ÇOCUĞU
Doktor sünnet çocuğunun yanına yaklaştı. Yatağının kenarına bir sürü oyuncak koyarak, sünnet olduktan sonra bunların hepsi senin olacak dedi. Çocuk. Doktorun elindeki bıçağı görerek ben bütün oyuncakları babama hediye ediyorum. Bu yatağa onu yatırıp sünnet edin dedi.
DERSTE
Öğretmen ders verirken çocuklar dedi, Marmara denizi fareye benzer. Çocuklardan biri atılarak, tevekkeli dedi. İzmit’te oturduğumuz zaman satın aldığımız kaşar peynirlerin uçları hep kemirilmiş çıkıyordu. Farenin ağzı o tarafa düştüğü için olacak.
KAPTAN
Liman müdürü kaptanı yanına çağırdı ve bugün deniz fırtınalı dedi. Sen ne yapmayı tasarlıyorsun? Kaptan: sefere çıkmamayı düşünüyorum efendim dedi. Zaten ben her zaman gemisini kurtaran kaptanlardanım.