Adam evine dönünce karısını hüngür hüngür ağlarken bulmuş. Telaşla sormuş. “Eczacı” demiş karısı içini çekerek. “Telefonda bana küfür etti!”
Adam öfkeyle eczaneye koşmuş. “Sen ne dedin benim karıma” diye saldırmış eczacıya..
“Durun!” demiş eczacı, “Bir de beni dinleyin. Bu sabah saatin alarmı çalmayınca hayli geç kalkabildim. Kahvaltı etmeden kapıdan fırladım ki evin ve arabanın anahtarlarını içeride unutmuşum. Pencerenin camını kırarak anahtarları aldım. Geciktim diye biraz hız yapınca yolda ceza yedim. Yolda lastiğim patladı. Eczaneye geldim ki kapıda bir sürü insan bekleşiyor. Kapıyı açarken telefon yerinden fırlarcasına çalıyordu. Birinin parasının üzerini vermek için hamle yaptığımda paralar yere saçıldı. Ellerimin ve dizlerimin üzerinde paraları toplarken telefon hâlâ çalıyordu. Ayağa kalkarken kasanın açık çekmecesine başımı vurunca yere yuvarlandım. Telefon hâlâ çalıyordu. Hamle yaparken ortadaki rafa çarptım. En pahalı parfümler yerlere düşüp kırıldı.. Telefon hâlâ deli gibi çalıyordu.. Sonunda açtım.. Karınız arıyormuş. ‘Rektal termometreyi nasıl kullanacağım?'diye sordu. Beyefendi size yemin ederim karınıza sadece doğruyu söyledim!”
Can Ataklı - Korkusuz