Sayfalar
- Ana Sayfa
- Potrem
- C.Borandağ Kimdir?
- Bozlar
- 46 AYNEN MARAŞ
- AQ Biriç
- Asker Oldum Piyade
- TKY
- Bir Şiirdir Yaşamak
- Fıkralar
- Kendini Yönetme İlt.
- Küçük Asker
- Türk Mutfağı
- Sözler Düşünceler
- Bir Şiirsin Sen
- Mehmetcik
- Pazarcık
- Nurhak
- Düşünüyorum O Halde Gülüyorum
- Bir Subayın Anatomisi
- Devrim Günlerinde Aşk
- Küçük Paris
- Çanakkale Geçilmez 1915
- Düşüncelerin Kaynağı
- Cem
- Sarıkamış
- Ulusal Kurtulus Savaşı
5 Ocak 2018 Cuma
Onu çözemiyorum!
Doç. Dr. Şafak Nakajima ''Onu çözemiyorum! Bazen bana o kadar iyi davranıyor ki, kendimi bulutların üzerinde hissediyorum. Ama birden bire, hiç nedensiz, yerle gök birbirine karışıyor. Az önce bana cenneti tattıran o insan gidip, yerine zalim, kaba, en ağır sözleri hiç sakınmadan söyleyebilen bir canavar geliyor. İlişkimiz çok dengesiz. Anlayamıyorum! Çok akıllı, karizmatik ve zor durumda olanlara şefkat ve sevgi dolu olan bir insan nasıl oluyor da bu kadar yıkıcı bir insana dönüşüp en yakınındakilere sınırsız acılar çektirebiliyor? Kontrolsüz ve dengesiz olduğuna karar verip onu her terk etmeye kalkıştığımda, gittiğim takdirde kendisine zarar verecek şeyler yapmakla tehdit ediyor, korkutuyor ve ne yapıp edip beni geri döndürüyor. Hatta ikna etmek için öyle şeyler anlatıyor ki beni, kendi haksızlığıma inandırıyor. Sonunda özür dileyen ben oluyorum. O an rahatlıyor. Ben de öyle… Hayat yeniden güzelleşiyor! Birkaç gün sonra yeni bir fırtına kopup, aynı şeyleri yeniden yaşayana dek…'' Bu sözlerle tanımlanabilecek özelliklere sahip birisiyle yaşıyorsanız, hayat sizin için büyük olasılıkla, engebeli arazide yapılan zor bir yolculuk gibidir. Bu yolculuğun sakin ve dingin olması neredeyse imkânsızdır. Karşınıza her an, tehlikeli engeller çıkar. Yolunuzu kesen her bir taş, her bir kaya, yeni bir savrulma demektir. Engebeli arazi yolculuğunda, ne bu kayalar biter, ne de savrulmalar… Dengeyi korumak güçtür. Büyük heyecanlarla başlayan yolculuk zamanla, kıyasıya bir mücadeleye, yorucu ve baş döndürücü bir azaba dönüşür Böylesi durumlarda, bulgular dikkatle değerlendirilmeli, sorunun altında, tanımlanabilir bir ruhsal rahatsızlık bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Sınırda (Borderline) Kişilik Bozukluğu, yaşanan dengesizlik ve savrulmaların sık rastlanan nedenlerinden bir tanesidir. Sınırda Kişilik Bozukluğu, toplumun ortalama % 6 ila 10’unda görülen, kadınlarda üç misli fazla rastlanan bir ruhsal sorundur. Şizofreni ve Bipolar Bozukluktan (Manik Depresyon) daha sık görülür. Sınırda Kişilik Bozukluğu olanlar: • Duyguları kontrol etme ve yönetmede zorlanırlar • Ruhsal durumları değişkendir, dakikalar ve saatler içinde tamamen farklı bir insan haline gelebilirler • Düşünce ve planları çok sık değişir • Narsisizme yatkındırlar, kendilerini çok önemserler • Gerçekleri çarpıtır ve yarattıkları yeni gerçekliğe tamamen inanırlar • Bazı insanlara çok olumlu ve güzel yüzlerini gösterirlerken, çok iyi tanıdıkları kişilere karşı acımasız, suçlayıcı, zorba ve saldırgandırlar • Çoğu zaman endişeli, gergin, güvensiz ve şüphecidirler • Başkalarına bir an çok yakın olmak sonra da aynı kişiden aniden uzaklaşmak isterler • Karşısındaki kişinin kendi hayallerine uygun olduğuna dair fantezilerine kapılıp ilişkiye girmekte acele ederler, ''aşk'' sözcüğünü kolayca kullanırlar • Bir süre çok yücelttikleri, idealize ettikleri, kusurlarını görmezden geldikleri birisini ya da bir durumu, bir anda dünyanın en değersiz ve kötü kişisi veya durumu olarak tanımlayabilir, onlara dair olumlu hiçbir şeyi hatırlamazlar • Başkalarını ya tamamen kendisinden yana bir melek ya da kendisine düşman bir şeytan olarak görürler. Onları yapmadıkları şeylerle, inanmadıkları şeylere inandıklarını söyleyerek suçlarlar • Duygu ve düşünceleri, o anda yanında kimin olduğuna bağlı olarak değişiklik gösterir • Başkalarının kişisel sınırlarına saygı göstermezler ve kendi sınırlarını tanımlamakta zorlanırlar • Önemsiz veya abartılmış nedenlerle insanları hayatlarından çıkarır, daha sonra yeniden bir araya gelmek için çılgınca çaba sarf ederler • Öfke ve kızgınlıklarını uygunsuz biçimde, hakaret ederek, tırmalayarak, tekmeleyerek, vurarak ifade ederler veya öfkelerini ifade etmekte zorlanırlar • Önemsiz şeylere aşırı tepkiler verdikleri ve duyguları tutarsız olduğu için, uzun süreli dostluklar ve ilişkiler kuramazlar, sık sık iş değiştirirler • Hayatın merkezinde kendilerinin bulunmasını isterler ve bunun olmadığını düşündüklerinde kendilerini reddedilmiş hissederler, yeterince sevgi ve şefkat görmediklerine inanırlar • Sıklıkla kendilerini içsel bir boşluk içinde, gerçek değilmiş, bir hiçmiş gibi veya sanki kendi bedeninde değilmiş gibi hissettiklerini söylerler • Kendi davranışlarından, başkalarını sorumlu tutarlar veya başkalarının davranışlarından dolayı kendilerini gereğinden fazla sorumlu hissederler • Terk edilmekten, yalnız kalmaktan çok korkarlar ve bunu engellemek için çok yoğun çaba gösterirler • Empati duymakta zorlanırlar • Farklı kültürlere ilgi duyarlar ama bu ilgi de çoğu kez süreklilik göstermez • Hatalarını kabul etmezler veya yaptıkları her şeyin bir hata olduğunu söyler ve bazen bu iki durum arasında gider gelirler • Kendilerine zarar verme, yaralama, sigarayla yakma, bileklerini kesme, intihar girişimi gibi davranışlarla etrafı tehdit edebilirler, bunları yapabilirler • Aşırı para harcama, tehlikeli ve riskli cinsel ilişkiler yaşama, kumar oynama, alkol ve uyuşturucu kullanma, başkalarından veya mağazalardan bir şeyler çalma, aşırı yeme veya hiç yememe, tehlikeli araba kullanma, sık sık kavgalara karışma gibi kontrolsüz davranışlarla, kendilerine ve çevrelerine zarar verebilirler. Tüm bulguların bir arada olması gerekmez ama duygusal tutarsızlık, duygu ve davranışları kontrol bozukluğu, patlayıcı öfke hemen her olguda vardır. Çoğu, baş ağrısı ve migrenden yakınır. Araştırmalar, bu kişilerde, serotonin, dopamin ve diğer sinir ileti proteinlerinin dengesizliği olduğunu göstermektedir. Tablo, % 70 kalıtsal geçiş gösterir. Diğer yandan çevresel faktörlerin de neden olabildiğini düşündüren bulgular vardır. Yaşamlarında, zor çocukluk deneyimleri, saldırgan, çatışmalı, alkolik aile öyküleri sıklıkla bulunabilir. Sınırda Kişilik Bozukluğu yaşayan kişilerin %25’i Travma Sonrası Stres Bozukluğu kriterlerine uymakta ve % 70’i geçmişte cinsel taciz yaşadıklarını bildirmektedir. İntihar oranı % 10’dur. Başka ruhsal hastalıklar ve kişilik bozuklukları ile bir arada bulunabilir. Sağlıksız sosyoekonomik yapı, durumu ağırlaştırır. Sorunun varlığını kanıtlayacak bir kan testi veya görüntüleme yöntemi yoktur. Tedavi ancak, kişinin sorununu kabul etmesiyle başlatılabilir. Her tedavide geçerli olduğu gibi, sağlıklı hasta-hekim ilişkisi, aile ve çevrenin desteği, tedavi başarısını etkiler. Tek ve kolay bir tedavi metodu olmayıp, sabırlı bir iç görü çalışması ve bazen de psikiyatrik ilaç desteği gereklidir.