İşte
gün gün Kahramanmaraş’ın kurtuluşu 22 gün süren destansı bir mücadele
veren Kahramanmaraş, kendi kendini kurtaran şehir olarak Kırmızı şeritli
istiklal Madalyası aldı. Her bir ferdi ile savaşa katılan şehir, 98
yıllık kahramanlığını doya doya kutluyor. GÜNCEL 10 Şubat 2018 Cumartesi
10:53 Dönemin tüm olanaksızlığına rağmen düşmana tek bir karış toprak
vermemeye ant içen Kahramanmaraşlı, öbek öbek toplanarak direnişin
seyrini değiştirecek hamleleri yaptı. 30 Ekim 1918 yılında Mondros
Mütarekesi’nin imzalanmasının ardından müthiş bir saldırı altında kalan
ülke, kendi kendini kurtarabilmek için bir çıkış yolu arıyordu.
Yüzyıllar boyunca Cihana hükmetmiş bir neslin torunları kendini
kurtarıp, düşmanı bağrından atmak için bir ilham ararken, tarihler 21
Ocak 1920 yılını gösteriyordu. O zamanki adı ile Maraş, dillere destan
bir kahramanlık örneği göstererek, yüzyıllarca sürecek bir kurtuluşun
destanını yazdı. Gazetemiz muhabirinin çeşitli kaynaklardan derleyerek
gazete sütunlarına taşıdığı kahramanlık ise şöyle oldu: “ SAVAŞ
HAZIRLIĞI: Türk Bayrağı'nın Kahramanmaraş kalesi'ne çekilmesinden sonra
gerginlik iyice arttı. Savaşın patlak vermesi an meselesi idi.
Fransızlar, hazırlık yaparken, Türkler de kendi aralarında öbek öbek
toplanmaya ve fikir alışverişinde bulunmaya başladılar. TOPLANTILAR
YAPILDI Veziroğlu Mehmet Alpaslan'ın evinde bir toplantı yapıldı.
Kahramanmaraşlıların düşmanla savaşa teşkilatlandırılmasının biride
burada sağlandı. Kahramanmaraş'ın ileri gelenlerinden Veziroğlu Mehmet,
Sandal Osman, Cerrahoğlu Zekeriya, Başkatip Rıza, Karcı Hacı, Kocaoğlu
Evliya, Veliefendioğlu Ziya ve Hocaoğlu Nuri'den oluşturulan 8 kişilik
temsil grubu doğrudan Sivas Heyet-i Temsiliyesi ile ilişki kurma
hazırlıklan yaptılar. Ayrıca, Kahramanmaraş'ın Hatuniye, Şekerli,
Bayazıtlı, Kayabaşı, Divanlı, Acemli, Ekmekçi, Dereiçi mahallelerinde de
toplantı yapılarak teşkilatlanma çalışmaları başladı. Bu
teşkilatlandırma çalışmaları iyi bir düzene sokularak ‘Maraş Müdafa-i
Hukuk Cemiyeti’ kuruldu. SAVAŞ TAKTİKLERİ ÖĞRETİLDİ Cemiyet üyelerine
savaş taktikleri öğretilerek, savaş sırasında neler yapılacağı, nasıl
hareket edileceği üzerinde bilgiler verildi. Teşkilatlanma hazırlığı
tamamlandıktan sonra savaş harekatına geçmek için Sivas Heyet-i
Temsiliyesi'ne başvuruldu. Sivas Heyet-i Temsiliyesi, o zamanlar da
merkez karar organı durumunda idi. Sivas Heyet-i Temsiliyesi, savaş için
Yüzbaşı Kurtoğlu Salim Bey ile Üsteğmen Kılıç Ali Bey'i görevlendirdi.
Kahramanmaraş'ta savaş hazırlıkları tamamlandı. Herkesi heyecanlı bir
bekleyiş sardı. Her an şehit olma, yok olma durumunun yanında sevinç,
gözyaşı ve savaşın kazanılması gibi düşünceler yoğunlaştı.
Kahramanmaraşlılar'ın azim ve kararlılığı sevincin en güzel
örneklerinden biri idi. SAVAŞIN BAŞLAMASI: Fransız işgal komutanı
General Kuerette 1500 kişilik bir birlikle Kahramanmaraş'a geldi. (6
Ocak 1920) Kahramanmaraşlı Türkler, işgal komutanı ve askerlerin
gelişini protesto ettiler. Bu arada Fransızlar İslahiye'ye bir birlik
daha göndererek Kahramanmaraş Yolu'nu güvence altına almaya
çalışıyorlardı. Fransızlar'ın İslahiye yolunu tutmak için gönderdiği
askerleri, Kılılı Köyü yakınında Muallim Hayrullah Bey'in ve
arkadaşlarının baskınına uğradılar. 30 Fransız askeri burada öldürüldü.
Ertesi gün de, Bahçe'den Kahramanmaraş'a yardıma gelen Fransız
birlikleri Türkoğlu'nun Ceceli Köyü'nü bastılar. Ceceli Köyü'nü yakıp
yıktılar. Köy halkına büyük işkence ve zulüm yaptıktan sonra, Eloğlu'na
(Türkoğlu) girdiler. Fransızlar, Ceceli ve Eloğlu köylerinde 22 kişiyi
öldürdükten sonra küçük ve büyükbaş hayvanların hepsini yağmaladılar.
Muallim Hayrullah Bey, etrafında topladığı çete grubu ile birlikte
Eloğlu'nu kuşattı. Fransızlar Muallim Hayrullah'ın kuşatması sonucu
şaşkına döndüler. Muallim Hayrullah Bey çeteleri ile Fransızlar arasında
zorlu bir çatışma çıktı. Zor durumda kalan Fransızlar
Kahramanmaraş'taki Fransız birliklerinden yardım istediler. Fransızlar,
12 Ocak 1920'de yardım için bir tabur askeri daha Gaziantep'ten
Kahramanmaraş'a sevkettiler. Fransız yardım birliği, Sarılar Köyü'nde
Kahramanmaraşlı ve Gaziantepli Kuva-i Milliyelerinin baskınına
uğradılar. (13 Ocak 1920). Burada 50 Fransız askerin öldürülmesi haberi;
Fransızlar'da huzursuzluk ve panik yaratırken, Kahramanmaraşlı Türkler
üzerinde sevgi ve coşku yarattı. Araplar ve Sarılar baskınları
Fransızlar için büyük bir darbe oldu. Araplar baskınını gerçekleştirme
de Pazarcık çetelerinin yardımı büyük oldu. PAZARCIK BÜYÜK ROL OYNADI
Kahramanmaraş-Gaziantep yolunun kapanmasından endişelenen ve
Pazarcıklılar'a bozulan Fransız komutanı, bir tabur askeri
Kahramanmaraş'tan Pazarcık üzerine gönderdi. Fransız askerleri bu defa
da Aksu Köprüsü'nün yakınındaki dere yamacında, Pazarcıklı Yakup Hamdi
ve arkadaşlarının baskınlarına sahne oldu. Türklerin bu yoğun baskınları
sırasında darmadağın olan Fransız birlikleri perişan bir halde
Kahramanmaraş'a doğru kaçarlarken bu defa da Tomsuklu yakınlarında
Hüseyin Efe ve arkadaşlarının baskınlarına uğradılar. Fransız
Birliği'nin yarısı öldürüldü. Yarısı da güç bela Kahramanmaraş'taki
birliklere kaçarak sığındılar. (19 Ocak 1920).Bu arada, Doktor Mustafa
Bey komutasındaki Kahramanmaraşlı Kuva-i Milliyeliler Fransızlar'ın
elinde tuttukları Yumurta Tepe'ye birkaç kez baskınlar düzenlediler.
Fransızlar'ın yoğun makinalı tüfek ateşi sonucu, bu baskını durdurmayı
başardılar ama Fransızlar önemli kayıplar verdiler. Kahramanmaraş'ın
Nedirli köyünden Cennet Ali, yanındaki köy arkadaşları ile silahlanarak
şehre geldiler. Mağralı Mezarlığı yanında (Şimdiki Kapalı Stadyum) 12
Fransız askeri ile karşılaştılar. Çatışma sonucu 2 Fransız askeri
öldürüldü. Diğerleride kaçmak zorunda kaldılar. Ufak tefek yapısı olan
Cennet Ali'nin cesur ve gözüpek olmasından ve teşkilat başkanlığı
yapmasından dolayı Fransızların korkulu rüyası haline geldi. Cennet Ali
ve arkadaşları Kahramanmaraş Çete savaşlarında önemli rol oynadılar.
Fransızlar, bu baskınlar ve çete savaşlarının devamlı aralıklarla
sürmesinden sonra ne yapacaklarını şaşırdılar. Son olarak Bertiz Kuva-i
Milliye'si de Kahramanmaraş'a yardıma gelince, Fransız Generali Kueratta
bir misilleme olarak hükümet konağını işgal etti. Kahramanmaraş
Mutasarrıfını ve şehrin ileri gelenlerini tutuklattı. Türk jandarmasının
biri de ateş sonucu yaralandı. 22 GÜNLÜK KURTULUŞ SAVAŞI:
Kahramanmaraş'ta gerginlik son haddini bulunca Maraş Müdafa-i Hukuk
Cemiyeti Başkanı Arslan Bey, halka silahlı savaşın başladığını duyurdu.
Alman Çiftliği, Amerikan Hastanesi, Seyran Bağları ve Mercimektepe'yi
Fransızlar tamamen hakimiyetlerine aldılar. 21 Ocak 1920 Çarşamba günü,
şehrin her tarafında karşılıklı silahlar patladı. Fransızlar
Mercimektepe'den ve Ahirdağ eteklerinden şehrin önemli yerlerini
makinalı tüfeklerle taradılar. Bir yandan da top ateşiyle çevre
yollarını bombardıman ettiler. Savaş gece saat 21'e kadar devam etti.
Ancak her iki tarafta kesinbir üstünlük sağlayamadı. 22 Ocak 1920
Perşembe günü, çatışma bombalama, bir öncekine nazaran az oldu.
Kahramanmaraşlılar'ın duruma hakim olma haberleri ortalığa yayıldı.
Akşam üzeri de Fransızları yoğun bir ateşe tuttular. DÜŞMANA PUSU ATILDI
23 Ocak 1920 Cuma günü, Gaziantep'ten Kahramanmaraş'a gelen bir düşman
kolu pusuya düşürülerek bir kısmı imha edildi. Bir kısmı da esir alındı.
Pazarcık Kuva-i Milliye'sini yöneten Kılıç Ali Bey'de emrindeki
arkadaşları ile birlikte Pazarcık'tan Kahramanmaraş'a gelerek yönetimi
devraldı. Fransızlar bu durum karşısında şaşkına döndüler.
Kahramanmaraşlılar'ın bu tutumları karşısında çaresiz kalmalarını
anlayınca daha önce tutukladıkları Mutasarrıf Cevdet Bey'i salıverdiler.
YARDIM KONVOYU 24 Ocak 1920 Cumartesi günü, Fransızlar, Gaziantep'ten
Kahramanmaraş'a acele olarak bir yardım konvoyu gönderdiler. Ancak, bunu
haber alan Pişkinzade Ali Rıza Bey ve emrindeki çeteler, Fransızları
Karataşlık'ta pusuya düşürerek darmadağın ettiler. Kahramanmaraş'taki
Fransız birliklerine getirilen malzeme ve yiyeceklere el konuldu. 25
Ocak 1920 Pazar günü, mahalle çatışmaları devam ederken, Pazarcık,
Bertiz, Nedirli köylerinden grublar halinde çeteler, Kahramanmaraş'a
yardıma geldiler. Fransızlar'ın birkaç kez tekrarladıkları saldırılar
sonuçsuz kaldı. Fransızlar gece ışık görülen pencerelere haince ateş
etmeye başladılar. Şiddetli karakışta savaşla birlikte aman
dinlemiyordu. Çok soğuk olan bu günde buruk yüzler, heyecan dolu gözlere
uyku girdirmiyordu artık. 26 Ocak 1920 Pazartesi günü, Evliya Efendi ve
Kuvvetleri Abarabaşı ve Şekerdere'deki Ermeni evlerini tamamen
yıktılar. İçerisindeki Ermenileri de esir aldılar. Evliya Efendi ve
arkadaşlarının bu tutumları Fransızlar'a göre bir kabus oldu. KİLİSE
KUŞATILDI 30 Ocak 1920'de Tekke Kilisesi kuşatıldı. Bombacı Ahmet, bakır
sürahisinin içerisine sıkıca yerleştirdiği nal parçaları, çivi ve
barut'u fitil sayesinde ateşleyerek kiliseye attı. Dışarıya çıkan
Ermeniler'de esir edildiler. Savaş iyice şiddetlendi. Ermeniler de
sokaklara baskınlar düzenleyerek kadın, çoluk çocuk herkesi acımasızca
katletmeye başladılar. Donmuş kar üzerinde sokakta kalan çocukların bir
kısmınında soğuktan öldükleri görüldü. 2 Şubat 1920'de şehrin çok yanını
Fransızlar ateşe verdiler. Mahalle ve sokak aralarındaki 3-5 kişilik
grublar, düşmanlarla kıyasıya kama, balta ve satırlarla çatışmaya
başladılar. Kadınlann çığlıkları, çocukların ağlamaları, savaşla
birlikte dondurucu soğukların etkisi tüm yürekleri dağlayan ayrı bir
yara idi. Bu arada Fransız askerleri ellerine geçirdikleri kişileri
kadın, çoluk, çocuk ve yaşlı demeden acımasızca işkence ve zulüm ederek
katlediyorlardı. 6 Şubat 1920'ye kadar şehir içi çete savaşları bütün
şiddeti ile devam etti. Her sokak arasında 3-4'er kişilik sokak
muharebeleri olağan hale geldi. Hemen hemen her sokak ve mahalle
aralarında cesetlere rastlanır oldu. Barut, yangın, ceset kokusunun
yanında iniltiler, bağırışmalar, sızlanmalar şehrin havasını büsbütün
karartmıştı. Kahramanmaraş'ın ve Kahramanmaraşlılar'ın üzerine adeta bir
karabulut gibi hüzün ve kabus kaplamıştı. Çaresizlik içerisinde kalan
Kahramanmaraşlılar bir yandan acımasızca olagelen savaş, bir yandan da
karakış soğuğuna karşıda olsa ümitlerini yitirmediler. Belediye Dairesi,
Mevlevi Dergahı ve Türk dükkanlarının çoğu Ermeniler tarafından ateşe
verilerek yakıldı. Kuva-i Milliyeciler çocukların yakın köylere
taşınmasını söylediler. Halkın bir kısmı çocuklarını çevre köylere
koymak için yola koyulunca, halk arasında bir de panik koptu. 6 Şubat
1920'de Bertiz ve Yenicekale çeteleri düşman kışlasını kuşatarak
ablukaya aldılar. Fransızlar'a yardım geleceği haberide ortalığa
yayıldı. Bu sırada üsteğmen Hamdi Efendi ve süvari bölüğü komutanı Kamil
Bey'de şehre geldiler. Tuzhan, Türklerin eline geçti. Hırlak Avadisin
evi Mıllış Nuri tarafından yakıldı. Mıllış Nuri'de Ermenilerle
savaşırken şehit edildi. Kırklar Kilisesi'de çeteler tarafından yakıldı.
7 Şubat 1920 günü Albay Normand komutasındaki 300 kişilik Fransız
birliği yardım için Erkenez çayı kenarına gelerek karargah kurdular.
Yanlarında getirdikleri 4 adet topla şehri bombalamaya başladılar. Bir
yandan da Mercimektepe'den şehri bombalamayı sürdürüyorlardı. Şehir
tamamen iki top ateşi arasında kalmıştı. Diğer yandan da Fransız Askeri
Kışla'sından da destek sağlanıyordu. İslahiye'den gelen Fransız
Birliği'ne Yörükselim Bey ve müfrezelerinin karşı koymalarına rağmen,
Fransızlar pek etkilenmediler. İki ateş arasında kalan
Kahramanmaraşlılar, çocukları ve hastaları çevre köylere taşımaya
başladılar. Halk dilinde bu duruma ‘kaç kaç’ diye söylenir. Maraş
Müdafai Hukuk Reisi Arslan Bey, geri çekilmenin şehirde büyük bir
katliama sebebiyet vereceğini ve yolun Sivas'a kadar açılmasının
sebebiyet vereceğini söyleyerek, direnmenin devam etmesini ısrarla
söyledi. BOMBA YAĞDIRDILAR 9 Şubat 1920 günü Fransızlar şehri
aralıklarla tekrar bombalamaya başladılar. Şehrin çok yerini yakıp
yıktılar. Şehirdeki halk arasında açlık ve kıtlık tehlikesi de
başgöstermeye başladı. Kılıç Ali Bey ve emrindeki çeteler Kümbet
Kilisesi'ni ele geçirerek, Ermenilerin bazılarını da esir aldılar. 10
Şubat 1920'de Kahramanmaraş'ın ileri gelenleri, Doktor Mustafa ile bir
toplantı yaparak; ‘soykırım olabileceğini, teslim olmaktan başka çare
kalmadığını’ belirttiler. Doktor Mustafa da şehrin bazı ileri
gelenlerine ve halka bu duygularından vazgeçmelerini ve direnmelerini
söyledi. Doktor Mustafa'ya göre; er geç Kahramanmaraşlılar başarıya
ulaşacaktı. DÜŞMANA AĞIR DARBE Bu sırada Fransızlar'da
Kahramanmaraşlılardın bu büyük dirençleri ve karşı koymaları karşısında
iyice ümitsizliğe düştüler. Fransızlar'da çaresizlik içerisinde şehri
terketmeyi düşünüyorlardı. Aynı gün Doktor Mustafa, yanında emir eri
olduğu halde, Amerikan Koleji'ne gelerek General Kueratte ile görüştü.
Görüşmeden sonra geri dönüşünde emir eri ile birlikte Ermeniler
tarafından Alman Hastanesi yakınında pusuya düşürülerek şehit edildi.
Doktor Mustafa'nın şehit edilmesi, şehrin hemen her yanında anında
duyuruldu. Doktor Mustafa'nın şehit edilmesi haberi Fransızlar ve
Ermeniler arasında adeta bir şok etkisi yaptı ve büyük bir panik
yaşandı. Çünkü, Kahramanmaraşlılar'ın son anda topyekün Fransızlar ve
Ermeniler üzerine yürüyerek heran büyük bir katliam yapabileceklerinden
çekinmeye başladılar. Doktor Mustafa, Kahramanmaraşlılar'ın o anda
lideri ve en sevilen kişilerin başında geliyordu. Fransızlar ve
Ermeniler'de bunun şuuruna vardılar. Zaten, Doktor Mustafa'nın da
Ermeniler tarafından katledilmesi, bardağı taşıran son damla oldu.
DÜŞMAN SONUNDA ANLADI Fransız ve Ermeniler; Kahramanmaraşlılardın
vatanından, milletinden, namusundan, bayrağından, dininden, kutsal
kitabından hiçbir zaman taviz vermeyen, örf adet ve geleneklerine sıkı
sıkıya bağlı bir toplum olduğunu anladılar. 11 Şubat 1920 gecesi
Fransızlar ve Ermeniler, Kahramanmaraşlıların bu durumlarını bildikleri
için birden ateş keserek kaçma hazırlığı yaptılar. Aynı gece kim
tarafından ateşe verildiği henüz kesin olarak bilinmemekle birlikte,
Fransız askeri kışlası yanmaya başladı. Bununla birlikte içindeki
cephaneler de ateş alarak yanmaya ve patlamaya başladı. Gece yarısı apar
topar kaçmaya başladılar. Bu sırada Kahramanmaraşlılar da ışıkları
söndürerek heran bir baskın olabileceğini düşünüyorlardı. Nitekim,
geceleyin sabaha karşı Fransız ve Ermeniler, bazı evleri ateşe vererek
kaçmaya başladılar. Bunun üzerine bıçağını, baltasını, tabancasını,
kazma ve küreğini kapan Kahramanmaraşlılar bunların peşlerini
bırakmadılar. 12 Şubat 1920 günü sabaha karşı, şehir Fransızlar'dan ve
Ermeniler'den tamamen temizlendi. Fransızlar İslahiye'ye kadar kaçtılar.
Kaçamayan ve yakalanan 100 civarındaki Ermeni ve Fransız da Türkler
tarafından esir edildiler. 22 GÜN SÜRDÜ 22 gün 22 gece süren
Kahramanmaraş Kurtuluş Savaşı 12 Şubat 1920 günü sabah namazı sularında
resmen sona erdi. Artık savaş bitmişti. Bütün Kahramanmaraşlılar ve
civar köylerden gelen binlerce vatansever, cefakar Kahraman-Gaziler
sabahın erken saatlerinde şehrin merkezine toplanarak, sevinç gözyaşları
içinde birbirlerine sarıldılar. Kucaklaştılar. Birbirlerine sarılarak
sevinç gözyaşları ile herkesin adeta ağladığı görüldü. Kardeşliğin,
birlik ve beraberliğin Türk gurur ve şuuru ile Islam ahlakının en güzel
örnekleri burada sergilendi. İkramlar, sevinçler, saygınlık, sevgi,
bağlılık, Türk örf adetleri ile millet sevinçten adeta coştu. Artık
acılı günler geride kalmıştı. İnançlı, azimli ve şuurlu
Kahramanmaraşlılar'a yan gözle bakan düşmanın gözünün her zaman
oyulacağı söylendi. Vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü altın
harflerle tarihe geçiren Kahramanmaraşlı sevincinin haklı gururunu
yaşıyordu artık. Bu coşku ve sevgi yumağı öğle sonuna kadar artarak
devam etti. AğıtIar yakıldı, türküler söylendi, folklorik yöre oyunları
sergilendi. Evlerden halka ikramlar dağıtıldı. BAYRAM GİBİ KUTLANDI O
günden sonra her yıl 12 Şubat günü köylüsü ile mahallelisi ile hep bir
olup el ele vererek kucaklaşma, sevinç, bayram yapılması gelenek haline
getirildi. 12 Şubat Kahramanmaraş Kurtuluş Bayramı'nın devlet töreni ile
de her yıl kutlanması kararlaştırıldı. Bu nedenle, her yıl 12 Şubat
günü Türkiye'nin en görkemli ve muhteşem Kurtuluş Bayramı
Kahramanmaraş'ta kutlanmaya başlandı. Kahramanmaraş Kurtuluş Bayramı'nın
şehirde olduğu gibi bütün Türkiye'de de ayrı bir yeri ve önemi vardır.
Maraşlılar'ın bu kahramanlıklanndan dolayı 1925 yılında T.B.M.M.'nin
kararı ve Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın da onayı ile şehre İstiklal
Madalyası verildi” Derleyen: Mustafa Kılınç #Kahramanmaraş, #kurtuluş, #istiklal madalyası, #mücadele, #kahramanlık, #savaş, #Tarih, #destan
YORUM EKLE Adınız Soyadınız Yorum Gönder YORUMLAR Hatice KILINÇ - 1 ay
Önce Kaleminize sağlık çok güzel bir yazı olmuş bu kadar ayrıntilı
bilmiyordum.Yasasin Kahraman Türk Milleti Cevapla Beğen (8) Beğenme (1)
OKU, YORUMLA ve PAYLAŞ ==>http://www.marasmanset.com/…/iste-gun-gun-kahramanmarasin-k…
Kahramanmaraş Manşet Gazetesi
OKU, YORUMLA ve PAYLAŞ ==>http://www.marasmanset.com/…/iste-gun-gun-kahramanmarasin-k…
Kahramanmaraş Manşet Gazetesi